Fransızca içindeki morceau ne anlama geliyor?
Fransızca'deki morceau kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte morceau'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki morceau kelimesi parça, kırıntı, parça, parça, dilim, parça, eser, ince dilim, şarkı, uzunluk, parça, piyasaya çıkarma, parça, kısım, parça, yiyecek parçası, lokma, küme, yığın, lokma, parça, parça, kırık/kopuk parça, kırılmış/kopmuş parça, parça, ufak parça, cüz, iri parça, ince şerit, itiraf etmek, çaktırmak, (ekmek, vb.) kalın dilim, konuşmak, bir lokma/bir parça yiyecek, sırrı açıklamak, itirafta bulunmak, enstrümantal müzik, sözsüz müzik, yemek suyuna banılan ekmek, rap rutini, bez, kömür parçası, bir parça anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
morceau kelimesinin anlamı
parçanom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La mère a coupé le repas de son enfant en plus petits morceaux. Anne çocuğunun yemeğini küçük parçalara böldü. |
kırıntı, parçanom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il y a des morceaux de biscuits au fond du sac. Torbanın dibinde kraker kırıntıları var. |
parça, dilim(tümün bir kısmı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Elmalı tatlıdan bana da bir dilim verir misin? |
parça
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'ai ramassé les morceaux de l'assiette cassée. |
esernom masculin (Musique) (müzik) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ce morceau de Bach était très beau. |
ince dilim
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Juste un morceau de gâteau, s'il vous plaît. |
şarkı(Musique) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le tube était le troisième morceau du CD. |
uzunluknom masculin (d'une certaine longueur) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il te faudra un morceau de câble de deux mètres. |
parça(Musique) (müzik) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le batteur ne joue pas sur le deuxième morceau. // Il va y avoir une répétition de tous les morceaux dans la comédie musicale aujourd'hui. |
piyasaya çıkarmanom masculin (enregistrement) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) C'est le troisième morceau du rockeur sur le CD. |
parça, kısımnom masculin (de viande) (et) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Quel morceau recommanderiez-vous pour faire mon ragoût ? Güveç için etin hangi kısmını kullanmamızı tavsiye edersin? |
parçanom masculin (familier) (mecazlı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les impôts lui ont enlevé un gros morceau de son salaire. |
yiyecek parçası, lokma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
küme, yığın
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
lokma(nourriture) (yiyecek) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
parça(à assembler) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'enfant a assemblé les pièces du train miniature. Çocuk, model tren setinin parçalarını birleştirdi. |
parça(portion) (pasta, vb.) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il a coupé le gâteau en dix parts. |
kırık/kopuk parça, kırılmış/kopmuş parçanom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) J'ai trouvé un morceau (or: éclat) d'un vieux plat dans le jardin. |
parça
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il utilisa le bloc de bois pour tenir la porte ouverte. |
ufak parça, cüznom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Nous avons trouvé un numéro griffonné sur un bout (or: morceau) de journal. |
iri parçanom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Jim a coupé un gros morceau de dinde et l'a mis dans son assiette. |
ince şerit(tissu) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Un lambeau de tissu était pris dans le fil barbelé. |
itiraf etmek
(fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) |
çaktırmak(argo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) John fit de son mieux pour ne rien dire à propos de la fête surprise de Jane. J'étais contrarié, mais je n'ai rien dit. |
(ekmek, vb.) kalın dilim
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Un bloc de pierre couvrait l'entrée. |
konuşmak(dévoiler des secrets) (mahkum, şahit, vb.) (geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) Après quatre heures d'interrogatoire, le témoin a fini par parler. |
bir lokma/bir parça yiyecek
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
sırrı açıklamaklocution verbale (familier, figuré) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Merci d'avoir craché le morceau avant que je puisse annoncer ma grossesse ! |
itirafta bulunmak
(geçişsiz fiil: Fiil bir nesne olmadan gerçekleşiyor ve sadece öznenin üstünde kalıyorsa bu geçişsiz fiildir (örnek: "çocuk konuşuyor").) |
enstrümantal müzik, sözsüz müziknom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le groupe a achevé sa représentation par un morceau instrumental. |
yemek suyuna banılan ekmeknom féminin (pain) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le vieil homme utilisa du pain au maïs pour tremper dans sa sauce. |
rap rutininom masculin (chanson) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Natasha travaille sur un morceau de rap. |
beznom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Sarah s'attacha les cheveux avec un morceau de tissu. |
kömür parçasınom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) L'ouvrier ramassa les petits morceaux de charbon et les jeta dans la fournaise. |
bir parça
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le garçon regardait mon sandwich d'un air affamé, alors je lui en ai donné un peu. |
Fransızca öğrenelim
Artık morceau'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
morceau ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.