İngilizce içindeki ass ne anlama geliyor?
İngilizce'deki ass kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte ass'ün İngilizce'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
İngilizce içindeki ass kelimesi göt, kıç, kaba herif, dangalak, eşek, dangalak, ahmak, sert kimse, agresif, agresif, etkileyici, ördek kuyruğu, aptal kimse, aptalca, koca götlü, süper olmak, canına okumak, halt etmişsin, kendini rezil etmek, baş belası, kendini beğenmiş kimse, ukala, zekice anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
ass kelimesinin anlamı
göt, kıçnoun (vulgar, slang (person's bottom) (kaba) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) After falling down, he had mud on his ass. She has a nice ass. Kadının kıçı çok güzel. |
kaba herif, dangalaknoun (pejorative, vulgar, figurative, slang (person: rude) (kaba, saldırgan) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Lisa thinks that her boss is an ass. Lisa, patronunun kaba herifin teki olduğunu düşünüyor. |
eşeknoun (animal: donkey) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The travellers led an ass through the valley. |
dangalak, ahmaknoun (slang, figurative, pejorative (person: foolish) (mecazlı, aşağılayıcı) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) John was dancing on the table and made an ass of himself. |
sert kimsenoun (US, slang (formidable person) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) My mom's a badass; she earned her degree while raising four children and waitressing part-time. |
agresifadjective (US, slang (person: aggressive, fierce) (kişi) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) That badass fighter over there's looking at you, Sasha. |
agresifadjective (US, slang (aggressive) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) I hate these customers and their badass attitudes. |
etkileyiciadjective (US, slang (intense) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) That roller coaster was badass! |
ördek kuyruğunoun (initialism (1950s men's hairstyle: duck's ass) (saç stili) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) The movie is set in the 1950s, and all of the actors have DAs. |
aptal kimsenoun (US, slang, pejorative (stupid person) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) If you talk to him for a few minutes, you quickly realize that he is just another dumbass. |
aptalcaadjective (US, slang, pejorative (stupid) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Stealing from your boss is a really dumbass thing to do. |
koca götlünoun (pejorative, vulgar, offensive, slang (overweight person) (argo, kaba) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Martin was given detention for a week for calling his classmate a fat ass. |
süper olmakverbal expression (slang, vulgar, figurative (be great or formidable) (argo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) These brownies kick ass, they are so delicious! |
canına okumakverbal expression (slang, vulgar (defeat [sb] utterly) (argo) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) I thought I could beat him but he kicked my ass. |
halt etmişsininterjection (slang, vulgar (expressing defiance or contempt) (kaba) (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) You don't like it? Well, kiss my ass! |
kendini rezil etmekverbal expression (slang (do [sth] stupid) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Jim made an ass of himself when he turned up at work wearing differently coloured socks. |
baş belasınoun (vulgar, figurative, slang (source of annoyance) (argo) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) My boss is always looking over my shoulder and is starting to become a real pain in the ass. |
kendini beğenmiş kimsenoun (pejorative, vulgar, slang (arrogant person) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) If we invite that smart-ass, he'll just spoil the party. |
ukalanoun as adjective (pejorative, vulgar, slang (person: know-it-all, arrogant) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) My smartass brother is always giving me unhelpful advice. |
zekicenoun as adjective (slang, pejorative, vulgar (comment, reply: arrogant, clever) (cevap, yorum) (sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) When Tia's father asked why she was home so late, she gave a smartass reply, so he grounded her. |
İngilizce öğrenelim
Artık ass'ün İngilizce içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını İngilizce içinde arayabilirsiniz.
ass ile ilgili kelimeler
İngilizce sözcükleri güncellendi
İngilizce hakkında bilginiz var mı
İngilizce, İngiltere'ye göç eden ve 1400 yılı aşkın bir süre içinde gelişen Germen kabilelerinden gelmektedir. İngilizce, Çince ve İspanyolca'dan sonra dünyada en çok konuşulan üçüncü dildir. En çok öğrenilen ikinci dildir. ve yaklaşık 60 egemen ülkenin resmi dilidir.Bu dil, ikinci ve yabancı dil olarak anadili konuşanlardan daha fazla sayıda konuşmacıya sahiptir.İngilizce aynı zamanda Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer birçok uluslararası kuruluşun ortak resmi dilidir. ve bölgesel organizasyonlar. Günümüzde dünyanın her yerindeki İngilizce konuşanlar nispeten kolaylıkla iletişim kurabiliyor.