Fransızca içindeki jour ne anlama geliyor?
Fransızca'deki jour kelimesinin anlamı nedir? Makale, tam anlamını, telaffuzunu ve iki dilli örneklerle birlikte jour'ün Fransızca'te nasıl kullanılacağına ilişkin talimatları açıklamaktadır.
Fransızca içindeki jour kelimesi gün, gün, gündüz, gün ışığı, gün, gün ışığı, gün ışığı, gün içinde, bundan böyle, bundan sonra, artık, şimdiden sonra, şafak, seher, tanyeri, 6 Ocak'ta kutlanan yortu, epifani, abajur, seher vakti, ayak uydurmak, modernize edilmiş, yenileştirilmiş, Şükran Günü, daha önce, daha evvel, lamba siperi, şimdiye kadar, şimdiye dek, bugüne kadar, güncel versiyon, gelecekte, ileride, bir gün, her an, günden güne, gece gündüz, gece gündüz, sürekli, durmadan, geçen gün, geçenlerde, aralıksız, gün ağarırken, günden güne, bir gün, günlük olarak, şimdiye kadar, şimdiye kadar, her gün, gün aşırı, ertesi gün, o gün, ertesi gün, gün içerisinde, bir gün, ileride, anı yaşa, gündem, güncelleştirme, ekleme/düzeltme yapma, hafta içi, hafta arası, kıyamet günü, maaş günü, hesap günü, tatil günü, çalışılmayan gün, izin günü, seçim günü, artık gün (29 Şubat), üyelik aidatlarını ödeyen üye, yağmurlu gün, bağımsızlık günü, gündüz sefası, 4 Temmuz, yılbaşı günü, resmi tatil, her zamanki şey, iş günü, Noel Günü, Ölüler Günü, günübirlik gezi, resmi tatil, yılbaşı gecesi, halkın gözünün önü, resmi tatil, kayıt tutma, anma günü, seher, seher vakti, başka bir gözle bakmak, gerçekleşmek, meydana gelmek, güncellemek, ortaya çıkarmak, meydana çıkarmak, topraktan çıkarmak, tekrar açmak, yeniden açmak, oy verme/kullanma (yeri, vb.), sürekli, devamlı, güncelliğini yitirmiş, kaderde olan, en sonunda, er geç, sonunda, nihayet anlamına gelir. Daha fazla bilgi için lütfen aşağıdaki ayrıntılara bakın.
jour kelimesinin anlamı
günnom masculin (24 saat) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La lettre a mis trois jours à arriver. Mektubun buraya ulaşması üç gün aldı. |
günnom masculin (haftanın) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Quel jour suis-je allé à la banque ? Mardi ? Bankaya hangi gün gitmiştim? Salı mı? |
gündüz
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le parc est ouvert pendant la journée. |
gün ışığı
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
günnom masculin (date précise) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) On se reverra un autre jour. |
gün ışığıadjectif (lumière du jour) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tu ferais mieux d'aller au magasin tant qu'il fait encore jour. |
gün ışığınom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ouvre les rideaux pour que la lumière du jour puisse entrer. |
gün içindeadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Je travaille le jour (or: de jour), mais on peut se voir le soir. |
bundan böyle, bundan sonra, artık, şimdiden sonra(+ présent, futur) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
şafak, seher, tanyeri
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Helen regardait l'aube se lever en buvant son premier café. |
6 Ocak'ta kutlanan yortu, epifani(Hıristiyanlıkta) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Que fait ton église pour marquer l'Épiphanie ? |
abajurnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
seher vakti
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
ayak uydurmak(une série,...) (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Je n'arrive jamais à suivre ses émissions de télévisions préférées. |
modernize edilmiş, yenileştirilmiş
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Le système énergétique modernisé porte ses fruits. |
Şükran Günü(fête nord-américaine) (ABD, Kanada) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Nous partons tôt pour passer Thanksgiving avec ma sœur. |
daha önce, daha evvel
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
lamba siperinom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
şimdiye kadar, şimdiye dek, bugüne kadar
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Tous nos efforts ont été jusqu'ici inutiles. |
güncel versiyon
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La dernière version sera lancée dans quinze jours. |
gelecekte, ileride, bir gün
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Un jour, les gens pourront vivre sur des planètes lointaines. |
her anlocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Je l'ai commandé il y a des semaines. Il devrait arriver d'un jour à l'autre. |
günden güneadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) J'en ai marre de faire la même chose jour après jour. |
gece gündüzadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
gece gündüz, sürekli, durmadanlocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Nous avons travaillé jour et nuit pour finir à temps. |
geçen gün, geçenlerdelocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) L'autre jour, on est allés faire du snowboard et on s'est bien amusés. // Nous sommes toujours bons amis. Tiens, l'autre jour nous sommes allés boire un café. |
aralıksız
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Les ingénieurs travaillent 24 heures sur 24 pour finir le projet dans les temps. |
gün ağarırken
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
günden güneadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Il fait des progrès de jour en jour et va bientôt pouvoir marcher tout seul. |
bir günadverbe (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Un jour, j'aimerais aller en Amérique du Sud. J'aimerais avoir des enfants un jour. |
günlük olaraklocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Vous avez droit à une indemnité de 35 $ par jour. |
şimdiye kadar
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) |
şimdiye kadarlocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Je n'ai pas encore reçu mon contrat de travail, à ce jour. |
her gün
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Je prends une douche tous les jours. |
gün aşırı
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Ce médicament doit être pris un jour sur deux (or: tous les deux jours). |
ertesi günadverbe (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Nous ne pourrons pas livrer la commande du jour au lendemain. |
o günadverbe (geçmişte belirli bir gün) (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Ce jour-là, je suis tombée amoureuse. |
ertesi günnom masculin (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) J'ai tellement aimé le film que je suis retourné au cinéma le lendemain pour le revoir. |
gün içerisinde
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Les animaux nocturnes, tels que les hiboux, dorment pendant la journée et chasse pendant la nuit. |
bir günlocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Un jour, je serai riche et célèbre. |
ileridelocution adverbiale (zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Un jour, je serai riche. |
anı yaşainterjection (ünlem: Üzüntü, sevinç, korku, kızgınlık, şaşkınlık gibi duyguları belirtir veya bir kimseyi çağırmak için kullanılır.) « Profite du moment présent » est une traduction du latin « Carpe Diem ». Mon père me disait toujours : « Profite du moment présent, tu ne seras pas jeune toute ta vie ! ». |
gündemnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le programme du jour inclut de classer des papiers et de rencontrer deux clients. |
güncelleştirme, ekleme/düzeltme yapmanom féminin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
hafta içi, hafta arası
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je suis toujours chez moi le matin les jours de semaine. |
kıyamet günü
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Certains groupes religieux pensent que le jour du jugement dernier aura bientôt lieu. |
maaş gününom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
hesap günü
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le jour du jugement dernier, Jésus-Christ viendra juger ce qui nous aurons fait. |
tatil gününom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le sabbat est un jour de repos chez les Juifs. |
çalışılmayan gün, izin gününom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Non, je ne peux pas venir au bureau, c'est mon jour de congé ! |
seçim gününom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
artık gün (29 Şubat)nom masculin (terme générique) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
üyelik aidatlarını ödeyen üyenom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Tout membre à jour de sa cotisation peut nommer des candidats à un poste ou voter lors des élections. |
yağmurlu günnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Quand je sors un jour de pluie, je prends mon parapluie. |
bağımsızlık günü(ABD: 4 Temmuz) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Nous faisons un barbecue pour le jour de l'indépendance. |
gündüz sefası(plante) (bitki) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le liseron couvre la pergola avec de belles fleurs bleues tout l'été. |
4 Temmuz(ABD bağımsızlık günü) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) |
yılbaşı gününom masculin (1 Ocak) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Aux États-Unis, le Jour de l'An (or : le Premier de l'An, or: le Nouvel An) se fête souvent en regardant la parade des roses suivie de matchs de football américain. |
resmi tatilnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Je travaille toujours les jours fériés parce que je suis payé deux fois plus ! |
her zamanki şey
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Ce fut un autre jour comme les autres dans la Cité de Londres, où des primes de plusieurs millions de livres ont été versées. |
iş gününom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) On vous rappellera dans un jour ouvrable. |
Noel Günü(25 Aralık) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Les enfants ont hâte de se lever le jour de Noël. |
Ölüler Günü(Religion : 2 novembre) (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Dans la tradition catholique, contrairement à une idée répandue, le jour des Morts est seulement le 2 novembre, lendemain de la Toussaint. |
günübirlik gezi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Quand on habite dans le New Jersey, c'est facile d'aller à New York dans (or: sur) la journée. |
resmi tatilnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Dans beaucoup de pays, Noël est un jour férié. |
yılbaşı gecesi
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Pour le réveillon du Jour de l'an (or: À la Saint-Sylvestre), beaucoup de gens vont à des fêtes et tirent des feux d'artifice. // La Saint-Sylvestre est le 31 décembre. |
halkın gözünün önülocution adverbiale (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Cette affaire privée a éclaté au grand jour. |
resmi tatilnom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le 4 juillet est un jour férié aux États-Unis. Le 5 octobre est un jour férié dans certains états d'Australie. |
kayıt tutma
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) La bonne tenue à jour des dossiers est d'une importance cruciale. |
anma günü
(isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Le 11 novembre, nous rendons hommage aux combattants tombés au combat. |
seher, seher vaktinom masculin (isim: Canlı cansız bütün varlıkları ve kavramları ifade eder.) Il faut y aller au point du jour pour avoir une chance de les voir. |
başka bir gözle bakmaklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Depuis qu'ils ont repeint la mairie, je la vois sous un nouveau jour. |
gerçekleşmek, meydana gelmeklocution verbale (fiil: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) yapmış oldukları hareketleri, içinde bulundukları durumları, etkilendikleri işleri ifade eder.) Ton projet est si nul qu'il ne verra jamais le jour. |
güncellemekverbe transitif (information) (bilgi) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Nous mettrons la liste à jour ce soir. |
ortaya çıkarmak, meydana çıkarmakverbe transitif (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Glenn avait dit à ses parents qu'il passerait la nuit à étudier chez un ami, mais ils ont finalement découvert (or: mis au jour) la vérité. |
topraktan çıkarmak
(geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Les archéologues ont mis au jour un grand nombre de pièces de monnaie romaines dans le champ d'un agriculteur. |
tekrar açmak, yeniden açmakverbe transitif (konuyu, vb.) (geçişli fiil: Fiillin belirttiği hareket ya da olay nesne üzerinde gerçekleşiyorsa yani bir nesneyi etkiliyorsa bu geçişli fiildir (örnek: "çocuk yemeğini yedi").) Suite au vote négatif de l'an dernier, notre voisin a remis à l'ordre du jour la question de l'installation de ruches sur le toit de la copropriété. |
oy verme/kullanma (yeri, vb.)
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Veuillez ne pas utiliser votre téléphone dans l'isoloir. Merci. |
sürekli, devamlı
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Sa mère est malade et doit recevoir des soins 24 heures sur 24. |
güncelliğini yitirmişlocution adjectivale Il y a une nouvelle version du programme, la tienne n'est pas à jour. |
kaderde olan
(sıfat: Varlıkların ve kavramların (isimlerin) niteliklerini, sayılarını, ölçülerini belirtir.) Je ne sais pas comment ça s'est produit, mais je suppose que ça devait arriver un jour. |
en sonunda, er geç, sonunda, nihayet
(zarf: Fiillerin niteliğini belirtir (örnek: "Bu ev daha güzel görünüyordu").) Un de ces jours, je réparerai les toilettes mais je n'en ai pas envie aujourd'hui. |
Fransızca öğrenelim
Artık jour'ün Fransızca içindeki anlamı hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğunuza göre, seçilen örnekler aracılığıyla bunların nasıl kullanılacağını ve nasıl yapılacağını öğrenebilirsiniz. onları okuyun. Ve önerdiğimiz ilgili kelimeleri öğrenmeyi unutmayın. Web sitemiz sürekli olarak yeni kelimeler ve yeni örneklerle güncellenmektedir, böylece bilmediğiniz diğer kelimelerin anlamlarını Fransızca içinde arayabilirsiniz.
jour ile ilgili kelimeler
Fransızca sözcükleri güncellendi
Fransızca hakkında bilginiz var mı
Fransızca (le français) bir Roman dilidir. İtalyanca, Portekizce ve İspanyolca gibi, bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nda kullanılan popüler Latince'den gelir. Fransızca konuşan bir kişi veya ülke "Francophone" olarak adlandırılabilir. Fransızca 29 ülkede resmi dildir. Fransızca, Avrupa Birliği'nde en çok konuşulan dördüncü ana dildir. Fransızca, İngilizce ve Almanca'dan sonra AB'de üçüncü sırada yer alır ve İngilizce'den sonra en yaygın olarak öğretilen ikinci dildir. Dünyanın Fransızca konuşan nüfusunun çoğunluğu, birinci veya ikinci dil olarak Fransızca konuşabilen 34 ülke ve bölgeden yaklaşık 141 milyon Afrikalı ile Afrika'da yaşıyor. Fransızca, Kanada'da İngilizce'den sonra en çok konuşulan ikinci dildir ve her ikisi de federal düzeyde resmi dildir. 9,5 milyon kişinin veya %29'unun birinci dili ve 2,07 milyon kişinin veya tüm Kanada nüfusunun %6'sının ikinci dilidir. Diğer kıtaların aksine, Fransızcanın Asya'da popülaritesi yoktur. Şu anda, Asya'daki hiçbir ülke Fransızca'yı resmi dil olarak tanımıyor.